5 Mart 2019

MADENİ PARA YEMEK BORUSUNDA TAKILI KALDI

Çizgi film izlerken sehpanın üzerinde duran madeni parayı yutan küçük Umut, İzmir Çiğli Bölge Eğitim Hastanesi’nde gerçekleşen başarılı bir operasyon ile sağlığına kavuştu.

Sabah büyük oğlunun bakkaldan gelerek bozuk paraları sehpanın üzerine koyduğunu belirten anne Özlem İNANÇ “Umut içeride televizyon izliyordu. Bu esnada madeni parayı ağzına atmış. Bozuk para boğazıma kaçtı dediğinde paraların eksildiğini fark ettim. Panik halinde parayı çıkartmaya çalıştık. Ben sırtına vurmaya başladım. Bu olay yaşandığında annem ve babamlarda evdeydi. Babamda çıkartmak için çabaladı ama olmadı. Panik bir şekilde eşimi aradım. Yüzünde morarma olmadığını görünce paranın yemek borusunda takılı kaldığını anladım. Bu yüzden biraz rahatladım.” dedi.

DOKTOR HANIM BİZİ BEKLETMEDEN AMELİYATA ALDI
İzmir Çiğli Bölge Eğitim Hastanesinde bizi acil olarak Çocuk Cerrahı Op. Dr. Nihan ÜNVER’e  yönlendirdiler. Doktor Nihan hanım endişelenmememiz gerektiğini söyledi. Hayati tehlikesi olmadığını ilettiğinde çok rahatladım. Bekletmeden bizi ameliyata aldılar. Çok şükür bir sıkıntı olmadan operasyonu tamamlandı. Böylesine modern bir sağlık kuruluşunda oğlumun tedavi olmasına çok sevindim. Emeği geçen tüm sağlık çalışanlarına teşekkür ederim” dedi.

ÇOCUKLARDA SIK KARŞILAŞILAN BİR DURUM
Ameliyatı gerçekleştiren Çocuk Cerrahı Op. Dr. Nihan ÜNVER yaşanılan bu durumun çocuklar arasında sık karşılaşılan bir durum olduğunu belirterek “Çevresindeki dünyayı keşfetmeye hazır hale gelen tüm çocuklar ulaşabildikleri tüm nesneleri tanımak isterler. Bu bazen nesnelerin şekli, rengi bazen de tadına bakmak olarak karşımıza çıkar. Başta en kolay ulaştıkları oyuncak ve oyuncak parçaları olmak üzere çevrelerinde ilgilerini çeken tüm cisimler çocuklar için bir anda hayati tehdit oluşturan maddeler haline gelebilir. 
Oyuncak parçaları, yuvarlak piller, mıknatıslar, su maymuncukları, tablet deterjanlar, naftalin, bilyeler ve demir paralar çocuklar tarafından en sık merak edilen ve ağza alınan nesnelerdir. Bu nesnelerin bir kısmı eriyerek sindirim sisteminde yakıcı etkilere sahip olurken bazıları da takıldıkları yerlerde tıkanıklığa neden olabilir. 
Hastanemize para yutma şikayeti ile başvuran iki hastamızın da bu cisimler yemek borusunun fizyolojik ilk darlığında takılmışlardı. Tükürüğünü bile yutamayan bu hastalardan metal paralar özefagoskopi ile çıkarıldı. Bu işlem hastanemizde ilk kez yapılmış olup her iki hastamız da tamamen sağlıklı bir şekilde ertesi gün taburcu oldu” dedi.
​ 
ANNE BABALAR MUTLAKA İLK YARDIM EĞİTİMİ ALMALI
Böyle durumlarla karşılaşabilecek anne ve babaların mutlaka profesyonel ilk yardım eğitimi almalarını belirten Çocuk Cerrahı Op. Dr. Nihan ÜNVER  “Oyuncakla oynarken aniden öksürmeye ya da öğürmeye başlayan çocukların aileleri böyle durumlarda öncelikle çocuklarının neyle oynadığı ve ne yutmuş olabileceğini dikkatlice incelemelidir. Bir tane mıktanıs kendiliğinden sindirim sisteminden dışkı yoluyla uzaklaştırılabilecekken 2 adet mıknatıs bağırsak yırtılmasına yol açarak hayati tehlike yaratabilir. Bu nedenle yutulan maddenin tanımlanması çok önemlidir. 

Yabancı cisim çocuğun ağzında görüldüğü takdirde sakince cisim uzaklaştırılmaya çalışılmalıdır. Boğazdan aşağıya doğru ittirmek kesinlikle yanlış bir davranıştır.  Çocukta aniden gelişen bir nefes darlığı ve öksürük olması halinde durum daha ivediliklidir çünkü yabancı cisim muhtemelen solunum yoluna kaçmış demektir. Böyle bir durumda dakikalar bile önemli olduğundan arkadan hastaya sarılmak suretiyle karnın üst kısmından çocuğa iyice bastırılarak yabancı cisim çıkarılmaya çalışılırken (Heimlich manevrası) bir yandan da hızlıca en yakın sağlık kuruluşuna başvurulması gerekmektedir. Basit tanı yöntemleri ile tanı konabilmekte ve tedavi uygulanabilmektedir” dedi.

MADENİ PARA YEMEK BORUSUNDA TAKILI KALDI

Çizgi film izlerken sehpanın üzerinde duran madeni parayı yutan küçük Umut, İzmir Çiğli Bölge Eğitim Hastanesi’nde gerçekleşen başarılı bir operasyon ile sağlığına kavuştu.

Sabah büyük oğlunun bakkaldan gelerek bozuk paraları sehpanın üzerine koyduğunu belirten anne Özlem İNANÇ “Umut içeride televizyon izliyordu. Bu esnada madeni parayı ağzına atmış. Bozuk para boğazıma kaçtı dediğinde paraların eksildiğini fark ettim. Panik halinde parayı çıkartmaya çalıştık. Ben sırtına vurmaya başladım. Bu olay yaşandığında annem ve babamlarda evdeydi. Babamda çıkartmak için çabaladı ama olmadı. Panik bir şekilde eşimi aradım. Yüzünde morarma olmadığını görünce paranın yemek borusunda takılı kaldığını anladım. Bu yüzden biraz rahatladım.” dedi.

DOKTOR HANIM BİZİ BEKLETMEDEN AMELİYATA ALDI
İzmir Çiğli Bölge Eğitim Hastanesinde bizi acil olarak Çocuk Cerrahı Op. Dr. Nihan ÜNVER’e  yönlendirdiler. Doktor Nihan hanım endişelenmememiz gerektiğini söyledi. Hayati tehlikesi olmadığını ilettiğinde çok rahatladım. Bekletmeden bizi ameliyata aldılar. Çok şükür bir sıkıntı olmadan operasyonu tamamlandı. Böylesine modern bir sağlık kuruluşunda oğlumun tedavi olmasına çok sevindim. Emeği geçen tüm sağlık çalışanlarına teşekkür ederim” dedi.

ÇOCUKLARDA SIK KARŞILAŞILAN BİR DURUM
Ameliyatı gerçekleştiren Çocuk Cerrahı Op. Dr. Nihan ÜNVER yaşanılan bu durumun çocuklar arasında sık karşılaşılan bir durum olduğunu belirterek “Çevresindeki dünyayı keşfetmeye hazır hale gelen tüm çocuklar ulaşabildikleri tüm nesneleri tanımak isterler. Bu bazen nesnelerin şekli, rengi bazen de tadına bakmak olarak karşımıza çıkar. Başta en kolay ulaştıkları oyuncak ve oyuncak parçaları olmak üzere çevrelerinde ilgilerini çeken tüm cisimler çocuklar için bir anda hayati tehdit oluşturan maddeler haline gelebilir. 
Oyuncak parçaları, yuvarlak piller, mıknatıslar, su maymuncukları, tablet deterjanlar, naftalin, bilyeler ve demir paralar çocuklar tarafından en sık merak edilen ve ağza alınan nesnelerdir. Bu nesnelerin bir kısmı eriyerek sindirim sisteminde yakıcı etkilere sahip olurken bazıları da takıldıkları yerlerde tıkanıklığa neden olabilir. 
Hastanemize para yutma şikayeti ile başvuran iki hastamızın da bu cisimler yemek borusunun fizyolojik ilk darlığında takılmışlardı. Tükürüğünü bile yutamayan bu hastalardan metal paralar özefagoskopi ile çıkarıldı. Bu işlem hastanemizde ilk kez yapılmış olup her iki hastamız da tamamen sağlıklı bir şekilde ertesi gün taburcu oldu” dedi.
​ 
ANNE BABALAR MUTLAKA İLK YARDIM EĞİTİMİ ALMALI
Böyle durumlarla karşılaşabilecek anne ve babaların mutlaka profesyonel ilk yardım eğitimi almalarını belirten Çocuk Cerrahı Op. Dr. Nihan ÜNVER  “Oyuncakla oynarken aniden öksürmeye ya da öğürmeye başlayan çocukların aileleri böyle durumlarda öncelikle çocuklarının neyle oynadığı ve ne yutmuş olabileceğini dikkatlice incelemelidir. Bir tane mıktanıs kendiliğinden sindirim sisteminden dışkı yoluyla uzaklaştırılabilecekken 2 adet mıknatıs bağırsak yırtılmasına yol açarak hayati tehlike yaratabilir. Bu nedenle yutulan maddenin tanımlanması çok önemlidir. 

Yabancı cisim çocuğun ağzında görüldüğü takdirde sakince cisim uzaklaştırılmaya çalışılmalıdır. Boğazdan aşağıya doğru ittirmek kesinlikle yanlış bir davranıştır.  Çocukta aniden gelişen bir nefes darlığı ve öksürük olması halinde durum daha ivediliklidir çünkü yabancı cisim muhtemelen solunum yoluna kaçmış demektir. Böyle bir durumda dakikalar bile önemli olduğundan arkadan hastaya sarılmak suretiyle karnın üst kısmından çocuğa iyice bastırılarak yabancı cisim çıkarılmaya çalışılırken (Heimlich manevrası) bir yandan da hızlıca en yakın sağlık kuruluşuna başvurulması gerekmektedir. Basit tanı yöntemleri ile tanı konabilmekte ve tedavi uygulanabilmektedir” dedi.

MORBİD OBEZ HASTASINA KALP KAPAĞI AMELİYATI

Morbid Obez hastaya göğüs kafesi açılmadan göğüs boşluğundan küçük kesi ile kalp kapağı ameliyatı

Sağlık Bilimleri Üniversitesi İzmir  Tepecik Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde, Aort kapak darlığı teşhisi konulan morbid obez hastanın aort kapağı,  göğüs kemiği kesilmeden “Santral kanülasyonlu minimal invaziv” yöntemle göğüs boşluğundan değiştirildi.

Fazla kiloları nedeniyle ameliyat riskli bulundu

Manisa’nın Alaşehir ilçesinde yaşayan  67 yaşındaki Cennet Esen’e nefes darlığı ve  halsizlik şikayetleri ile başvurduğu sağlık kuruluşunda ciddi aort kapak darlığı teşhisi kondu.
Doktorların ameliyat olması gerektiğini söylediği Esen’in Vücut Kitle İndexi: 48,2 kg/mbulundu. Morbid obez olan hastanın  aşırı kilosu nedeniyle göğüs kafesi açılarak klasik yöntem ile gerçekleştirilecek olan ameliyatı büyük risk oluşturuyordu. Cennet Esen, minimal invaziv  aortik kapak cerrahisi konusunda tecrübesi olan Sağlık Bilimleri Üniversitesi Tepecik Eğitim ve Araştırma Hastanesi  Kalp ve Damar Cerrahisi Kliniği’ne başvurdu. Burada yapılan tetkiklerin ardından hasta, Kalp ve Damar Cerrahisi Kliniği Öğretim Üyesi Doç.Dr Burçin Abud ve Op.Dr Kemal Karaarslan ile Anestezi Kliniği Öğretim Üyesi Doç. Dr Yücel Karaman ve Uzm.Dr Gizem Muslu dan oluşan ekip tarafından ameliyata alındı. Hastanın göğüs kemiği kesilmeden ve göğüs kafesi açılmadan, kaburgalar arası yaklaşımla göğüs boşluğundan girilerek aort kapağı biyolojik kapak ile değiştirildi. Kanülasyon denilen kalp-akciğer makinası bağlantısı da kasıklardaki damarlar yerine, ameliyat kesisi içinden gerçekleştirildi.

Obez hastalar için en ideal yaklaşım


Yapılan ameliyat hakkında bilgi veren Doç. Dr Burçin Abud, “Obez hastalarda en büyük sorunun ameliyat sonrası dönem olduğunu belirtti. Açılmış göğüs kafesinin tekrar kaynamasının 45 günü bulduğunu kaydeden Dr. Abud  “Bu durum hastalar için 45 gün sırt üstü yatma, kollarını sınırlı şekilde kullanma, yük taşımama ve zorlu iş yapmama anlamına gelmektedir. Normal Vücut kitle indeksine sahip hastalar için bile zahmetli olan bu süreç,  obez özellikle de morbid obez hastalar için çok ızdıraplıdır. Yanlış bir hareket ile kemik kolayca kırılabilmekte, bu durumda da hastaların yeniden ameliyat olması gerekmektedir. Bunun dışında normalde minimal invaziv kalp ameliyatlarında kalp-akciğer makinası bağlantısı kasıklardaki damarlar kullanılarak yapılmaktadır. Obez hastalarda ameliyat sonrası kasıktaki kesi bölgesinin üzerine hastaların göbekleri gelmekte. Buna bağlı bu bölge terlemekte ve hava alamamakta. Zaten kirli bölge olarak tabir edilen kasık bölgesinde nemlenmeye bağlı enfeksiyon gelişmekte, yara açılmaktadır.  Biz hastamızda sternum denilen göğüs kemiğini kesmeden, iki kaburga arası göğüs boşluğundan küçük bir kesi ile ameliyatı gerçekleştirdik. Kanülasyon işlemini de bu kesiden gerçekleştirdik. Böylece hastamıza ameliyat sonrası konforlu bir dönem sağladık. Hastamız ameliyat öncesi gibi kendi ihtiyaçlarını karşılayabiliyor. Kasıklara ve buradaki damarlara da müdahale edilmediği için göbeğin bu bölge üzerine düşmesinin de bir sakıncası yok” diye konuştu

Doç.Dr Yücel Karaman da “Bu operasyon için özel bir anestezik yaklaşım ile hastanın işlem yapılan tarafındaki akciğer havalandırılmadı ve devre dışı bırakıldı. Böylece hem cerrahi işlem için yeterli alan sağlanmış, hem de olası bir akciğer hasarı önlenmiş oldu” dedi.


Özel bir anestezik yöntem kullanıldı
Cennet Esen’in oğlu Mehmet Esen de doktorların ameliyatı çok riskli bulmasına rağmen annesinin  yeniden sağlığına kavuşmasından duyduğu mutluluğu dile getirerek “Annemin bir yıldır rahatsızlığı vardı.  Fazla kiloları nedeniyle ameliyatın riskli olduğunu söylediler ama  doktorumuz bizi cesaretlendirdi. Çok şükür ameliyatı başarılı geçti. Hocamızdan Allah razı olsun tüm emeği geçenlere teşekkür ediyorum” dedi.   

MORBİD OBEZ HASTASINA KALP KAPAĞI AMELİYATI

Morbid Obez hastaya göğüs kafesi açılmadan göğüs boşluğundan küçük kesi ile kalp kapağı ameliyatı

Sağlık Bilimleri Üniversitesi İzmir  Tepecik Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde, Aort kapak darlığı teşhisi konulan morbid obez hastanın aort kapağı,  göğüs kemiği kesilmeden “Santral kanülasyonlu minimal invaziv” yöntemle göğüs boşluğundan değiştirildi.

Fazla kiloları nedeniyle ameliyat riskli bulundu

Manisa’nın Alaşehir ilçesinde yaşayan  67 yaşındaki Cennet Esen’e nefes darlığı ve  halsizlik şikayetleri ile başvurduğu sağlık kuruluşunda ciddi aort kapak darlığı teşhisi kondu.
Doktorların ameliyat olması gerektiğini söylediği Esen’in Vücut Kitle İndexi: 48,2 kg/mbulundu. Morbid obez olan hastanın  aşırı kilosu nedeniyle göğüs kafesi açılarak klasik yöntem ile gerçekleştirilecek olan ameliyatı büyük risk oluşturuyordu. Cennet Esen, minimal invaziv  aortik kapak cerrahisi konusunda tecrübesi olan Sağlık Bilimleri Üniversitesi Tepecik Eğitim ve Araştırma Hastanesi  Kalp ve Damar Cerrahisi Kliniği’ne başvurdu. Burada yapılan tetkiklerin ardından hasta, Kalp ve Damar Cerrahisi Kliniği Öğretim Üyesi Doç.Dr Burçin Abud ve Op.Dr Kemal Karaarslan ile Anestezi Kliniği Öğretim Üyesi Doç. Dr Yücel Karaman ve Uzm.Dr Gizem Muslu dan oluşan ekip tarafından ameliyata alındı. Hastanın göğüs kemiği kesilmeden ve göğüs kafesi açılmadan, kaburgalar arası yaklaşımla göğüs boşluğundan girilerek aort kapağı biyolojik kapak ile değiştirildi. Kanülasyon denilen kalp-akciğer makinası bağlantısı da kasıklardaki damarlar yerine, ameliyat kesisi içinden gerçekleştirildi.

Obez hastalar için en ideal yaklaşım


Yapılan ameliyat hakkında bilgi veren Doç. Dr Burçin Abud, “Obez hastalarda en büyük sorunun ameliyat sonrası dönem olduğunu belirtti. Açılmış göğüs kafesinin tekrar kaynamasının 45 günü bulduğunu kaydeden Dr. Abud  “Bu durum hastalar için 45 gün sırt üstü yatma, kollarını sınırlı şekilde kullanma, yük taşımama ve zorlu iş yapmama anlamına gelmektedir. Normal Vücut kitle indeksine sahip hastalar için bile zahmetli olan bu süreç,  obez özellikle de morbid obez hastalar için çok ızdıraplıdır. Yanlış bir hareket ile kemik kolayca kırılabilmekte, bu durumda da hastaların yeniden ameliyat olması gerekmektedir. Bunun dışında normalde minimal invaziv kalp ameliyatlarında kalp-akciğer makinası bağlantısı kasıklardaki damarlar kullanılarak yapılmaktadır. Obez hastalarda ameliyat sonrası kasıktaki kesi bölgesinin üzerine hastaların göbekleri gelmekte. Buna bağlı bu bölge terlemekte ve hava alamamakta. Zaten kirli bölge olarak tabir edilen kasık bölgesinde nemlenmeye bağlı enfeksiyon gelişmekte, yara açılmaktadır.  Biz hastamızda sternum denilen göğüs kemiğini kesmeden, iki kaburga arası göğüs boşluğundan küçük bir kesi ile ameliyatı gerçekleştirdik. Kanülasyon işlemini de bu kesiden gerçekleştirdik. Böylece hastamıza ameliyat sonrası konforlu bir dönem sağladık. Hastamız ameliyat öncesi gibi kendi ihtiyaçlarını karşılayabiliyor. Kasıklara ve buradaki damarlara da müdahale edilmediği için göbeğin bu bölge üzerine düşmesinin de bir sakıncası yok” diye konuştu

Doç.Dr Yücel Karaman da “Bu operasyon için özel bir anestezik yaklaşım ile hastanın işlem yapılan tarafındaki akciğer havalandırılmadı ve devre dışı bırakıldı. Böylece hem cerrahi işlem için yeterli alan sağlanmış, hem de olası bir akciğer hasarı önlenmiş oldu” dedi.


Özel bir anestezik yöntem kullanıldı
Cennet Esen’in oğlu Mehmet Esen de doktorların ameliyatı çok riskli bulmasına rağmen annesinin  yeniden sağlığına kavuşmasından duyduğu mutluluğu dile getirerek “Annemin bir yıldır rahatsızlığı vardı.  Fazla kiloları nedeniyle ameliyatın riskli olduğunu söylediler ama  doktorumuz bizi cesaretlendirdi. Çok şükür ameliyatı başarılı geçti. Hocamızdan Allah razı olsun tüm emeği geçenlere teşekkür ediyorum” dedi.